İnsanlar tarafından kıyıların korunması, liman inşası ve arazi kazanma amaçlı yapılan deniz dolgularının, çakılan kazıkların ve gemi batıklarının üzerinde midye, istiridye gibi kabukluların geliştiği ve balıklar için cazip barınma alanları olduğu çok eskiden buyana bilinmektedir.
Özellikle I. ve ardından II. Dünya savaşlarında batan gemiler ve denizlerde kalan savaş enkazlarının içerisinde ekonomik değeri yüksek balıkların barınması ve batıkların çevresinin diğer bölgelere oranla daha verimli av sahaları olması da insanların dikkatini çekmiştir.
Planlanmadan ortaya çıkan bu durum; yoğun domestik, balıkçılık ve yatçılık faaliyetlerden etkilenen zengin canlı topluluklarını barındıran deniz zeminindeki kayalık bölgeler, mercan alanları ve deniz çayırı tarlaları gibi doğal habitatların korunması ve iyileştirilmesinde yapay resiflerden yararlanılabileceği fikrinin ortaya atılmasına neden olmuştur.
İlk uygulamalara illegal sürükleme ağı kullanımını engelleme ve dalış turizmini geliştirmek amacıyla hurda kara ve deniz taşıtlarının belli deniz alanlarına bırakılmasıyla başlanmıştır.
Ticari balıkçılık faaliyetleri de deniz zeminindeki yaşam alanlarını tehdit eden diğer bir faktördür.
Deniz zeminiyle sınırlı ilişkide olan fanyalı ve sade uzatma ağları yanında direç ve algarna ağları Karadeniz’in sınırlı sığ alanlarında deniz zemini tarayarak kum midyesi ve deniz salyangozu avcılığında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Her ne kadar pelajik balıkların avcılığında kullanılsa da mevcut gırgır ağlarının derinlikleri av sahalarından kat kat fazla olmasına rağmen bölge kısıtlaması olmaması nedeniyle deniz zemini ile yoğun ilişki içersindedir.
Ülkemizin Karadeniz kıyılarında belli bölgelerde ve kıyıdan 3 mil mesafe dışında kullanımına izin verildiği halde yetersiz kontrol nedeniyle yasak bölgelerde yapılan trol avcılığı da mevcut kıyısal habitatları tehdit etmektedir.
Hem kendine özgü tür çeşitliliği hem de var olan doğal ve insan yapısı etkiler nedeniyle Karadeniz’deki sınırlı miktardaki doğal habitatın korunması, tahrip olmuş alanların iyileştirilmesi ve destekleyici yeni yaşam alanları oluşturulması daha fazla önem kazanmaktadır.
Doğal habitatların korunması, rehabilitasyonu ve yenilerinin oluşturulmasında kullanılan en önemli araç yapay resif uygulamalarıdır.
Çeşitli zamanlarda yapılan bilimsel toplantılarda konunun uzmanı bilim adamları tarafından kıyısal alanlara yapay resif yerleştirilmesinin en makul çözüm olduğu karar birliğine varılmıştır.
Amaca uygun olarak doğru bir şekilde seçilmiş ve yerleştirilmiş olan yapay resifler yukarıda bahsedilen tüm kötü etkilerin giderilmesi ve mevcut habitatların zenginleştirilmesinde oldukça etkilidir.
Yapay resifler hem kıyısal hem de açık sulardaki av sahalarına balık toplamak, mevcut kabuklu ve balık habitatlarını geliştirmek veya yeni habitatlar oluşturmak, ayrıca bölgesel olarak balık biyokütlesini arttırmak amacıyla deniz dibine yada su kolonuna yerleştirilen doğal veya insan yapımı nesneler olup yerleştirildikleri yere göre farklı isimler almaktadır.
Deniz dibi dışında su sütununda herhangi bir bölgeye veya su yüzeyine sabitlenerek pelajik balıkları bir araya toplamak ve sürü oluşturmalarını sağlamak amacıyla kullanılan araçlara Balık Toplayıcı Nesneler (Fish Atractive Devices “FAD”) denir.
Diğer bir yapay habitat türü olan yapay resifler (Artificial Reefs) ise demersal ve semipelajik türlerin yuvalanmaları, üremeleri ve beslenmeleri için yaşam alanı oluşturmak amacıyla deniz tabanına yerleştirilen özel olarak dizayn edilmiş araçlardır.
İlk çağlarda denize düşmüş bir ağaç dalı veya hindistancevizi yaprakları gibi nesnelerin etrafında balıkların toplandığını gören insanlar, yüzlerce yıldır bu yöntemi kullanarak balık avcılığı yapmışlardır.
Çağımızda ise, aşırı avcılık, kirlilik ve benzeri nedenlerle balık üreme ve gelişme alanlarının tahrip edilmesi ve buna bağlı olarak kıyısal alanlarda yapılan balıkçılık faaliyetlerinin düşüşe geçmesi ile geçmişten gelen bu deneyim yeniden gözden geçirilerek, deniz dibine yerleştirilen daha etkin Yapay Resifler ve su sütununa yerleştirilen Balık Toplayıcı Nesneler geliştirilmiştir.
Japonya ve Amerika gibi ülkelerde 200 yılı aşkın süredir yapay habitat uygulamaları yapılmaktadır.
Geçmiş yıllarda kanalizasyon boruları, beton yığınları, arabalar, savaş gemileri ve araba lastiği gibi nesneler Yapay Resif olarak kullanılırken; pelajik türleri çekmek amacıyla da açık deniz gaz ve petrol platformları, şamandıra gibi yüzen nesneler ve yüzer durumdaki gemi enkazları kullanılmıştır.
Avrupa ülkelerinde Yapay Resif uygulamaları 1960’lı yıllarda başlamış ve 1980-1990 yılları arasında hızlı bir şekilde artmıştır. Genelde Atlantik Okyanusunun batı kıyılarında ve Akdeniz’de değerli olan deniz çayırı yataklarını trollerin verdiği zarardan korumak amacıyla yapılmıştır.
Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve bir çok Avrupa ülkesinde yapılan Yapay Resif uygulamalarında çok farklı şekil ve dizayna sahip daha fonksiyonel Yapay Resif’ler kullanılmaktadır. Hatta modern Yapay Resif modüllerini üretmeyi kendine iş edinmiş işletmeler bile kurulmuştur.
Ülkemizde ise son 15 yılda tahrip olmuş ekosistemlerin yeniden canlandırılması ve kıyı bölgelerinde büyük tekne ve av araçlarıyla yapılan yasa dışı balıkçılığın önüne geçilmesi amacıyla Yapay Resif uygulamaları yapılmıştır.
İlk olarak 1989 yılında Ege Üniversitesi Su ürünleri Fakültesi’nin tarafından 10 adet eski troleybüs İzmir körfezine başlanan çalışmalara sonraki yıllarda yine Ege Üniversitesi, yerel belediyeler ve balıkçı kooperatiflerinin iş birliği ile Muğla ve İzmir (İç Körfez, Gülbahçe, Urla, Hekim adası, Dalyanköy, Ürkmez, Foça ve Zonguldak, Gümüldür) de yapılan çalışmalarla devam edilmiştir .
YAPAY RESİFLERDEN NE BEKLEYEBİLİRİZ? GERÇEKTEN YARARLI MIDIRLAR?
• Yanlış uygulamalar,
• Göz boyamak için yapılan projeler,
• Amaç ile aracın eşleşmediği, yanlış modüllerle inşa edilmiş Yapay Resifler,
• Coğrafyayı, deniz topoğrafyasını, akıntıları, dalga hareketlerini, denizin eşme-doldurma yönlerini hesap etmeden yapılan uygulamalar,
• Ortamda doğal resiflerin varlığını göz ardı ederek atılan döküntüler,
• Şehir hatları vapuru iskelesinin dibine, rotasının üzerine, su altı kablo hatlarının üstüne yapılanlar,
• Demirleme sahalarına kurulanlar,
• Her türden balıkçının kullandığı bereketli avlaklara yerleştirilen yapay resiflerin faydalı olmasını beklemek hayalcilik olur.
Denizi çöplüğe çevirdiğimizle kalırız.
Meramızı trolden, gırgırdan koruyacağız düşüncesiyle yapılan bir yapay resif doğru planlanmaz ise; kendisinden umudu olan el oltası, paraketa, solungaç ağı ve voli ağları ile avlanan küçük balıkçının kabusu olabilir. Bereketli bir mera ağ atılamaz hale gelebilir. Av araçları parçalanıp zarar görebilir yada tamamen kaybedilebilir.
Yapay resiflerin üstüne takılıp kalan av araçları nedeniyle deniz dibinin balık, istakoz, su kuşu, kaplumbağa, fok katliam makinesine dönüşmesi de mümkündür.
Avlağı koruma, habitat (yaşam alanı) zenginleştirme ve av bereketini artırma amaçlı yapılacak yapay resif projesini tasarlayan kişi ve kurumların balıkçılığı, av araçlarının çalışma prensiplerini ve projenin uygulanacağı alanı çok iyi bilmesi gerekir.
Denize atılmış büyükçe bir teneke konserve kutusunun ağlarda binlerce liralık zarar verebildiği dikkate alınmalıdır.
Etrafta doğal resifler varsa, buraya kurulacak bir yapay resif doğal kayalıkların içinde yuvalanarak kendini korumaya almış meranın zenginlik kaynağı olan az sayıdaki orfoz, lahoz, eşkina gibi türlerden anaç balığın yapay resife güvenerek ortaya çıkmasına ve tamamının bir gece dalışında zıpkıncıların çuvalına girmesine neden olabilir. Kendini çok iyi saklayan sinarit, kuzu, akya, kılıç, orkinoz gibi gezici balıklar yapay resiflerin etrafında toplanan küçük balıkları avlamak için buralara gelebilir ve yapay resif yumurtlama, beslenip büyüme ve artış mekanından çok bir toplanma yerine döner. Böylece az sayıda kalmış olan anaç stoğunu kolayca avlanıp tüketilebilir.
Yapay resifin yararlı olması için kullanılan modüllerin boyutlarının, şeklinin ve atılacak toplam modül miktarının iyi planlanması gerekir. Bir kaç yüz adet küçük modül göz boyamak için iyi bir araç, dalgıçlara lapina, çırçır, hanoz, papaz balığı gibi ekonomik değeri olmayan balıkları seyredip fotoğraflayabilecekleri bir platform olabilir.
Bir yapay resif konumlandırılacağı yer ve boyutları itibariyle o mekanı bir yumurtlama ve yavru büyütme yeri haline getirebilecek özellikte olmalıdır.
Yasadışı trol ve gırgır avcılığını meradan uzak tutmak için kurulacak yapay resifler süslü püslü kubbeler, odacıklar ya da diğer av araçları düşünülmeden kirpi gibi ilişkenli yapıldığında en çok küçük balıkçıya zarar verir. 14 mm lik bir çift trol teli, 40 mm lik trol kurşun yakası ve 380D/60 no misinadan yapılmış trol ağları ile kilometrekarelerce alan kaplayan kepezlerin bile öğütülüp kuma dönüştürüldüğünü herkes bilir. 300 ton hamsiyi zaptedebilen 20 mm istinga halatı herhalde bir kaç yüz kiloluk yapay resif modülünü de söküp kaldırabilir.
Fakat bu modüller 3 - 5 mm yaka halatı, en fazla 210D/3 no tor ağı olan dip ağını tamamen kullanılmaz hale getirebilir.
Buraya kadar anlatılan şekliyle uygulanan yapay resifler asla bir profesyonel balıkçı projesi olamaz.
Olsa olsa oltacı yada denize kıyıdan bakan STK projesi olabilir.
Peki yapay resifler yasa dışı endüstriyel balıkçılığı engellemede kullanılamaz mı?
Tabi ki kullanılır. Bunun için:
• Modüller doğru seçilmelidir, şekli ve büyüklüğü amaca uygun planlanmalıdır. Modüllerin her biri tonlarca ağırlıkta yapılmalı, hacıbatmaz yada Kırkpınar pehlivanı gibi neresinden takarsan tak yerinde sabit kalacak şekilde yapılmalıdır.
• Yapay Resifin kurulacağı alan doğru seçilmeli, alan planlaması doğru yapılmalıdır. Bir yere yığın halinde atılan her biri bir kaç yüz kiloluk modülün sağından solundan geçmek , takıldığında modülü yerinden sökmek mümkün olur. Oysa bir plan ölçüsünde arazinin tamamını kaplayacak şekilde serpiştirilen ağır ve pehlivan formlu modüller sahanın her yerinde endüstriyel ağı kaput etmeye yeterli olur.
Sayfanın hazırlanmasında yararlanılan kaynak:
GELBALDER.ORG
Katkılarından dolayı teşekkürlerimizle.
Bağlantılı Konular
Çevre Kanunu
Biyogüvenlik Kanunu
Hayvanları Koruma Kanunu
Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği
Doğa Koruma Anlayışı
Gıda ve Tarım Örgütü FAO
Kırmızı Liste Nedir?
Ekolojik İlkeler
Kampçılıkta Doğa Etiği
Denizi Korumak İçin Üzerimize Düşeni Yapıyoruz
Biyoçeşitlilik
Türkiye'nin Biyoçeşitliliği
Deniz Biyoçeşitliliği Tehdit Altında
Ekosistem ve Döngüler
Ekosistem ve Ekosistem Hizmetleri
Denizlerimiz Ve İçsularımızda Çevreye Zarar Veren İnsan Kaynaklı Nedenler
Denizlerimizdeki Davetsiz Misafirler, İstilacı Türler
Hamsi'nin Gözüyle İstanbul Boğazında Kirlilik
Penguen'in Gözüyle Küresel Isınma
Hayalet Avcılık