DENİZ FENERLERİ
Deniz fenerleri, tehlikeli sığlıklara veya deniz altı kayalıklarına yaklaşırken gemicileri uyarmak, limanlara güvenle girmelerini sağlamak amacıyla yol göstermek üzere kıyıların göze çarpan kısımlarına inşa edilmiş, en üstlerine güçlü ışık kaynakları konmuş kule veya yüksek yapılardır.
Deniz fenerleri, karanın denize girdiği en uç noktalardadır. Deniz insanının, denizden bunaldığı anlardaki umut ışığıdır onlar. Ya da yol gösterirler karanlık ve puslu havalarda. "Hayatın tehlikeye girer buralara yaklaşma" uyarısı verirler denizcilere. Sonuçta deniz insanının dostudurlar işte. Birbirini hiç tanımayan fenerciyle, denizcinin ortak gönül ışığıdır fenerler. Bu öyle bir dostluktur ki hiçbir çıkar, hiçbir kin yoktur ortalamasında. Mehmet Ali Örgen
Fenerlerin Tarihsel Gelişimi
En eski deniz feneri, İ.Ö. 7. yüzyılda Sigeon'da, bugünkü adıyla, Kumkale'de (Çanakkale) yapılmıştır. İstanbul Boğazı'nın Trakya yakasındaki Timée ve karşı kıyısındaki Chrysopolis (Üsküdar) fenerleri İ.Ö. 2. Yüzyılda yapılmıştır.
Dünyanın antik çağdaki yedi harikasından biri olan İskenderiye Feneri İ.Ö. 280 yılında Knidos'lu Sostrates tarafından Pharos adası üzerine inşa edilmiştir. Yüksekliği 135 metre olan bu fenerin şöhreti ve yüksekliği bu güne kadar aşılamamıştır. 14. yüzyılda meydana gelen bir depremde yıkılmıştır.
İtalya'daki en eski fener Messina'da bulunmaktadır. Brindisi, Ravenna, Puzzuoli ve Capri fenerleri, Roma döneminin diğer tanınmış yapılarıdır. İmparator Caligula tarafından İ.S. 40 yılında inşa edilen Boulogne feneri 17. yüzyıla kadar kullanılmıştır. Dover'de ve Herkül Sütunu adıyla bilinen La Coruna'daki (İspanya) fenerler aynı dönemin diğer tanınmış yapılarıdır.
Colossus:
Rodos limanı girişinde Güneş Tanrısı Helios adına yapılan bu bronz heykel ilk fenerler arasında sayılmasa da heykelin elinde tuttuğu bir ateşle limana giren teknelere yol gösterdiği söylenir. Bu heykel New York'taki Hürriyet Abide'sini yapan Fransız heykeltıraş Auguste Barthordi'ye ilham vermiştir.
Antik çağın yedi harikasından biri olarak anılan Rodos Heykelinin yapımına heykeltıraş Chares of Lindos tarafından İ.Ö 282 yılında başlanmış ve 12 yıl sürmüştür. Temeli beyaz mermerden yapılan bu bronz heykel 56 yıl sonra İ.Ö. 226 yılındaki şiddetli bir deprem sırasında yıkılmıştır. 654 yılında Arapların adayı işgalinden sonra heykelin kalıntıları Suriyeli Yahudilere satıldı. Kalıntıların 900 deve yükü tuttuğu söylenir.
Roma imparatorluğunun çöküşü ardından, denizlerdeki denetimin yok olması deniz ticaret yollarındaki güveni ortadan kaldırmış, denizaşırı ticarette önemli bir daralma meydana gelmiştir. Antik çağdan beri çalışmakta olan birçok deniz feneri Ortaçağda bakımsızlık yüzünde harap olmuştur.
Üzerinde odun veya kömür ateşi yakılan çok sayıda fener 17. ve 18. yüzyıllar boyunca Avrupa kıyılarındaki değişik yerlere inşa edilmiştir.
1611 yılında Fransa'da Gironde'da inşa edilen Cordouan feneri kayalıklar üzerine inşa edilmiş ilk deniz feneridir.
19.cu yüzyılda deniz ticaretinin yoğunlaşmasıyla birlikte, çok sayıda deniz feneri inşa edilmiştir. Bunlardan İngiltere'deki Bell Rock (Forfarshire, 1811), Skerryvore (Argyllshire, 1884), Fransa'daki Ar-Men (Sein Adası, 1881) ve Almanya'daki Roter Sand (Weser ağzı, 1885) dikkate değer deniz fenerleridir.
Amerika kıtasındaki ilk fener Boston limanı girişindeki Little Brewster adası üstüne 1716 yılında inşa edilmiştir.
TÜRKİYE'DEKİ FENERLER
Ülkemiz kıyılarında çeşitli tip ve özellikler taşıyan 354 fener bulunuyor. Bunlardan 82'i si Karadeniz de, 53 tanesi Marmara da, 85'i Ege kıyılarında, 73'ü Akdeniz de, 23'ü Çanakkale, 38 tanesi de İstanbul da görev yapıyor. Fenerler sadece ışık vermekle kalmıyor. Denizciler için gerekli olan hava raporu, sis işareti yayma, işaret istasyonluğu yapma, bazı fenerlere mahsus özel yansıtma sistemleri ile kayalığa, sığlığa dikkat çekme, olası bir deniz kazasında bunu en kısa zamanda kıyı emniyetine bildirme, kazazedeleri barındırma gibi görevler üstleniyor.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilen ilk fener Fenerbahçe feneridir. Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1562 yılında inşa ettirilmiştir.
Ahırkapı deniz feneri Sultan III. Osman zamanında, 1755 yılında inşa edilmiştir.
1853-1856 Kırım Harbi yılları ve sonrasında Karadeniz'e giden İngiliz ve Fransız harp gemilerinin Marmara ve boğazlardan geçişini kolaylaştırmak için, çok sayıda fener inşa edilmiştir.
Ahırkapı, Fenerbahçe, Anadolu ve Rumeli fenerleri, Karaburun, Yeşilköy, Çimenlik, Kumkale ve Gelibolu fenerleri bu dönemin yapılarıdır.
Deniz trafiğinde kaza riskinin artış göstermesi üzerine, konunun öneminin anlaşılıp, Türkiye kıyılarına ilk kez fener konulması 1755 yıllarına rastlar. Daha sonra 1855'lerde Osmanlı Devleti ile Fransızlar arasında yapılan bir imtiyaz sözleşmesi sonunda Fener hizmetleri, "Fenerler İdare-i Umumiyesi Müdürlüğü" adı altında yürütülmüş ve ardından fenerler idaresi hükümetçe satın alınarak, 1 Ocak 1938 yılında Denizbank'a bağlanmış.
Devlet Limanları Umum Müdürlüğü Kıyı Emniyeti İşletmesi, 1944 yılında Devlet Denizyolları ve Limanlar Umum Müdürlüğü'ne bağlanmış ve adı Fenerler ve Cankurtaran Teşkilatı olarak değiştirilmiş. 1952 yılında Devlet Denizyolları İşletmesi Umum Müdürlüğü, Denizcilik Bankası T.A.O'na devredilmiş. Fenerler ve Cankurtaran Teşkilatı da adı geçen banka bünyesine bir işletme hüviyeti almış.
Daha sonra TÜDEK (Türkiye Denizcilik Kurumu) adını alan Denizcilik Bankası ayrı bir Genel Müdürlük haline getirilmiş. Türkiye Denizcilik Kurumu da 1984 yılında bir kanun hükmünde kararname ile Türkiye Denizcilik İşletmeleri (T.D.İ) olmuş, tersaneler de ayrı bir Genel Müdürlük altında toplanmış.
Son olarak 1997 yılında Bakanlar Kurulu'nun aldığı karar ile tüm seyir yardımcılarının, kurtarma yardım ve tahliyesi hizmetlerinin tek çatı altında toplandığı, "Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma işletmeleri Genel Müdürlüğü" kurulmuş ve bu da yine ayrı bir Genel Müdürlük haline getirilmiştir.
Türkiye'de Yerden Ölçülmek Üzere En Yüksek Fenerler;
Rumelifeneri 30 m,
Ahırkapı 29 m,
Mehmetçik Burnu 25 m,
Hoşköy 22 m,
Fenerbahçe 20 m
Şile 19 m
Deniz seviyesinden ölçülmek üzere ışık seviyesi en yüksek fenerler ise sırasıyla:
Sinop Boztepe Burnu (107 m),
Akıncı Burnu (109 m) ve
Alanya (209 m) deniz fenerleridir.
8334 kilometreyi bulan kıyılarımızda halen değişik karakterde ışık gösteren 372 adet fener bulunmaktadır.
Fenerlerin Bulunduğu Yere Göre Sınıflandırılması
• Kıyı Fenerleri
a) Anakara fenerleri
b) Ada fenerleri
• Deniz Kayaklıkları ve Sığlıkları Fenerleri
• Derin Deniz Fenerleri
• Dalgakıran Fenerleri
• Doğrultu Fenerleri
Fenerlerin Görünme Mesafeleri
Fener ışıklarının görünme mesafeleri, fener kulesinin deniz seviyesinden yüksekliğine ve ışığın yoğunluğuna bağlıdır.
Işıklarının Yüksekliği
Kıyı ışıkları için genellikle 45 metre uygun bir yüksekliktir. Ege, Marmara ve Karadeniz gibi kapalı ve birbirine yakın adalarla dolu kıyılardaki fenerler, okyanus kıyısındakilerden daha kısadır.
Deniz Fenerlerinin Işık Çakma Kod Örnekleri
VQG
Çok hızlı çakan Yeşil ışık |
AlFlWG5s
Beş saniyede bir değişimli olarak ard arda Beyaz ve Yeşil ışık veren çakar |
FFlR4s
Saniyede bir Kırmızı ışık veren sabit Kırmızı ışıklı çakar |
FG
Sabit Yeşil ışık |
OcW6s
Altı saniyede bir karanlık gösteren Beyaz ışıklı çakar |
FlW5s
Beş saniyede bir çakan Beyaz ışık |
IsoG6s
Altı saniyede bir tekrarlayan, karanlık ve aydınlık süreleri eşit Yeşil ışık |
LFlW15s
Onbeş saniyede bir uzun olarak çakan Beyaz ışık |
QR
Beyaz ışık. Hızlı çakan Kırmızı ışık
|
Fl(3)R8s
Sekiz saniyede bir ard arda üç kere çakan bir Kırmızı ışık
|
Fl(3+1)W14s
Ondört saniyede bir, üç kere ard arda, bir kere de aralıklı olarak çakan Beyaz ışık |
Mo(F)W15s
Onbeş saniyede bir mors kodunda F harfini oluşturacak şekilde çakan Beyaz ışık |
Fenerlerin Optik Sistemleri
Fener kulesi üstünde yakılan bir ateş ışığının yaklaşık %97 si, arkasında yansıtıcı bulunması halinde ise yaklaşık %83 ü kaybolur. Mercek kullanımıyla kayıp % 17 ye kadar azaltılmıştır. Optik sistemlerdeki en köklü değişiklik Fransız Mühendis Augustine Jean Fresnel (1788-1827) tarafından yapılmıştır. İcat ettiği mercek sistemi ilk olarak 1823 yılında Cordouan fenerinde uygulanmıştır.
Katoptrik Sistem
Bu aygıt tipinde ışınlar bir yansıtıcı yüzeyden sadece yansıtılır. Işık kaynağı yansıtıcının odak merkezine konur.
Dioptrik Sistem
Dioptrik sistemde ışınlar bir cam ortamdan geçer ve bu cam ortamdan geçerken de optik kurallarına göre kırılır. Yansıma olmaz.
Katadioptrik Sistem
Bu sistemde ışınlar kırılarak cam ortama girdikten sonra, ortamı terk etmeden toplam içsel yansımaya uğrar. Işınlar ortamı terk ederken bir kere daha kırılır. Bu yöntemde ışık ışınlarının cam prizmadaki kırılma ve yansıma özelliklerinin ikisi birden kullanılır.
Amerika'da Florida Key West fenerinin First Order Fresnel Merceği ile Second Order Bir Fresnel Merceğinin resimleri "first" ve "second" kelimeleri üzerine tıklayarak görülebilir.
Hiperradyal üçlü flaşlı bir Fresnel merceğini, Altı flaşlı bir Fresnel merceğini ve Sabit ışıklı bir Fresnel merceğini yine farklı renkteki kelimeler üzerine tıklayarak görebilirsiniz.
Fenerlerin Işık Kaynakları
• Odun ve Kömür: Isle of May'de 1810, St. Bees'te 1823 yılına kadar kullanıldı.
• Yağ:1823 ten itibaren kullanılmağa başlandı. (Balina, domuz , kakao, kolza yağı ve madeni yağları)
• Akkor Gömlekli Madeni Yağ Yakıcılar: 1898'den itibaren,
• Hava Gazı: 1837'den itibaren,
• Petrol Gazı: 1870'lerden itibaren,
• Asetilen: 1896'dan itibaren kullanıldı.
• Elektrik: İlk deneyler 1858 de yapıldı. İlk uygulamalar ise 1886 da Isle of May'de ve 1888 de St. Catherine'de yapıldı.
Fenerlerin Işık Karakteristikleri
Fenerlerden gemicilere gösterilen ışık karakterlerinden bir kısmı paragraf başlığı üzerine tıklanarak görülebilir.
• Düşey Plakaları Açıp Kapatarak Çakış Oluşturma Yöntemi
• Sektörlü Bir Fenerde Renkli Işıkların Elde Edilmesi
• Sektörlü Bir Fenerde Renkli Işıkların Yayılışı
• Sektörlü Bir Fenerle Doğrultu Bulunması
• Sektörlü Bir Fenerin Yol Göstermesi (IALA B Bölgesi)
Fenerlerin Yapı Malzemeleri
Taş: Antik çağdan itibaren kullanılan en eski fener yapı malzemesi taştır. En tanınmış örnekleri İngiltere'deki Eddystone ve Fransa'daki Cordouan fenerleridir.
Ahşap: Özellikle Amerika'da, 18. yüzyıl ortalarında hizmete sokulan deniz fenerlerinin büyük çoğunluğu ahşap kullanılarak inşa edilmiştir. Doğa etkilerine dayanım süresinin kısalığı ve yangınlar nedeniyle kullanımı giderek azalmıştır.
Tuğla: Taş kule maliyetinin, önemli ölçüde arttığı durumlarda yapı malzemesi olarak taşın yerini tuğla almıştır.
Dökme Demir Levhalar: Taş ve tuğla maliyetinin yüksek, zemin taşıma gücünün yeterli olmadığı durumlarda, fener kulelerinin birçoğu dökme demir levhalar kullanılarak yapılmıştır.
Çelik Kafes Sistem: Bu tip fener kuleleri zemine aktarılacak yüklerin küçük olması gerektiğinde tercih edilir.
Betonarme: Betonarme, fener kulelerinde yaygın bir kullanım alanı bulmuştur.
Alüminyum ve Fiberglas: Sınırlı da olsa, son dönemlerde fener kulesi yapımında alüminyum ve fiberglas kullanılmıştır.
Fenerlerin Yönetimi
1755 yılında inşa edilen ilk Ahırkapı deniz fenerinin bakımı Bostancı Ocağı neferleri tarafından üstlenilmiş, kandillerinde yakılacak yağ ise Topkapı Sarayı'ndan sağlanmıştır.
I. Abdülhamit döneminde fenerin idaresi gedik usulüne bağlanarak babadan oğula geçmeye başlamış ve bu gelenek günümüze kadar devam etmiştir.
1860 yılında Osmanlı Devleti Fenerler İdare-i Umumiyesini kurarak fenerlerin işletme imtiyazını Michel Marius ve Bernard Camille Collas adında iki Fransıza vermiştir. Cumhuriyet döneminde devlet, 3302 sayılı kanunla Fenerler İdare-i Umumiyesini satın almış ve 1 ocak 1938 de Denizbank'a devretmiştir.
Birçok yönetim ve isim değişikliğinden sonra fenerlerin yönetimi 12 mayıs 1997 de kurulan "Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü"ne bağlanmıştır.
İngiltere'de genel deniz feneri idaresi Corporation of Trinity House'tur.
Fransa'da 1792 yılında kurulan Köprüler ve Yollar İdaresi'nin kontrolu altında bulunan Fenerler İdaresi "Service des Phares et Balises" adı ile tanınır.
Amerika'da, 1 Temmuz 1939 dan itibaren fener hizmetleri, "U.S. Coast Guard" teşkilatı tarafından yürütülmektedir.
Fenerlerin Geleceği ve Sonuç
Fenerlerdeki otomasyonun yaygınlaşması ve uydu haberleşme sistemlerindeki gelişmeler deniz fenerlerine duyulan gereksinimi giderek azaltmaktadır.
Deniz fenerleri birçok ülkede uzaktan idare edilmekte ve fenerlerde bekçi bulunmamaktadır. Eskiden bekçilerin oturduğu konutlar otel, lokanta, alışveriş mağazası vs. gibi turistik amaçlarla kullanılmaktadır.
Otomasyona geçişle birlikte, yakın gelecekte bakıcısız kalacak deniz fenerlerinin bakım ve onarımları kurumları için büyük bir yük olacaktır. Bakım ve onarımların işletmelere yük olmadan yapılabilmesi ve fenerlerin tarihi bir miras olarak gelecek kuşaklara aktarılması için çalışma yapacak birimlerin vakit geçirilmeden oluşturulması ve önlemlerin şimdiden belirlenmesi gerekmektedir.
Ülkemizdeki deniz fenerlerinden hiç olmazsa bir kısmı ziyarete açılmalı ve önemli deniz fenerleri yakınında müzeler oluşturulmalıdır. Bu uygulama hem toplumu bilgilendirme açısından hem de bu tarihi mirasa sahip çıkılması gereğinin hissettirilmesi bakımından yararlı olacaktır.
Fenerlerle İlgili İlginç Bilgiler
• Açık denizde kayalıklar üzerine inşa edilmiş ilk taş deniz feneri, Smeaton Eddystone fener kulesidir (1759). Smeaton inşaat mühendisliğinin babası olarak tanınır. Fener inşaatı sırasında, yeni uygulamalar icat etmiştir. Örneğin taşların birbirine geçme olarak kullanılması, deniz çimentosu, taşları gemiden inşaat sahasına aktarmak için kullanılan özel vinçler bunlardan sadece üçüdür.
• Fenercilerin hava koşulları yüzünden uzun zaman karaya çıkamamaları durumunda, yiyecek tükendiğinde, aydınlatmada kullanılan mumları yemeleri gerekebiliyordu. O zamanki mumlar hayvansal ve bitkisel yağ kökenli olduklarından sindirilebilen türden idiler.
• Dünyada nükleer güçle çalışan tek fener Estonya'daki Tallin feneridir.
• Fener ışıklarının yoğunluğunu arttırmak için dev boyutlarda cam prizmalar ve mercekler kullanılmıştır. Bunların en büyüklerinin ağırlığı 5 tona ulaşıyordu. Merceklerin bağlı olduğu platform cıva üstünde yüzüyor ve bir parmak itişi ile harekete geçebiliyordu.
• Alaska'daki Scotch Cap deniz feneri 1946 yılında Büyük Okyanusta meydana gelen 7,3 şiddetinde bir depremden sonra kıyıdaki yüksekliği 30 metreyi aşan bir tsunami dalgası ile yıkılmış, 5 kişilik fener personeli kaybolmuştur.
• Şiddetli fırtınalarda dalgalar 45 metre yüksekliğindeki bir fener kulesini tamamen örtebilmekte ve fener fanusunun 12,5 mm kalınlığındaki camlarını kırabilmektedir.
• Fanus içine o kadar çok deniz suyu girebilir ki fenerciler sularla beraber merdivenlerden sürüklenmemek için kendilerini merdiven korkuluklarına bağlamak zorunda kalabilirler.
• En şanssız deniz feneri yapımcısı, en sağlam deniz fenerini yaptığına inanan Henry Winstanley'dir. Yaptığı fenerin sağlamlığına çok güveniyordu. Herkese, en şiddetli fırtınada bile fener içinde kalmak istediğini söylüyordu. Dileği gerçekleşti, fakat yaptığı fener, İngiltere tarihinin en büyük fırtınasında yıkıldı ve dalgalara sürüklenen fenerde hayatını kaybetti.
Makale sahibi: Veli Akçaoğlu' na emekleri için teşekkürlerimizle.
|