Salih Bahtiyar
  AMATÖR BALIKÇILIK ETİĞİ
 
 

AMATÖR VE SPORTİF BALIKÇILIK ETİĞİ

Amatör balıkçılık, heyecanlı ve keyif verici bir etkinlik olup, ülkemizde oldukça yaygın yapılmaktadır.
"Amatör" ifadesinden de anlaşılacağı gibi ticari veya maddi bir çıkar gözetmeksizin,
zaman geçirmek, dinlenmek amacını güder.

Bu etkinliğin sürdürülebilir olması için yasal ve etik kurallara uyulması, sorumluluk bilinciyle doğal ortamın korunması ve saygı gösterilmesi bir zorunluluktur. Sürüdürülebilir bir balıkçılık için önce balık stoklarının ve yaşam alanlarının korunması, geliştirilmesi ve akılcı bir plan içinde avcılık yapılması hepimizin yararına olacaktır.

 

"Sürdürülebilir balıkçılık için, bireysel olarak ne yapabiliriz?"

- Birlikte hareket edebilmek, amatör balıkçılığı ilgilendiren konularla ilgili itirazlarımızı, eksik gördüklerimizi ya da önerilerimizi gereken yerlere duyurabilmek için, yaşadığımız yerde bulunan bir amatör balıkçı derneğine üye olalım. Böyle bir dernek yoksa, kurulmasına öncülük edelim.

- Amatör balıkçılıkla ilgili yasal sınırlama, kısıtlama ve uygulamaları takip edelim ve öğrenelim. "Bilmiyordum" mazeretinin yasalarca kabul edilmediğini unutmayalım.

- Balık türlerini, karakterlerini, yaşam alanlarını ve avlanma yöntemlerini öğrenelim. Bunu başarmak için aramızda bilgi paylaşımı yapalım.

- Balıkçılık yaptığımız alanlarda yalnız olmadığımız durumlarda, çevredeki balıkçı dostlarımızın haklarına saygı gösterelim.

- Avımız olan balığın da her canlı gibi yaşam hakkı olduğu, saygı gösterilmesi gerektiği hep aklımızda olsun.

- Üremeye elverişli hale gelmesi uzun yıllar alan ya da yasalarca korunmaya alınmış türleri gönüllü olarak suya iade edelim. Bu tür balıkları tekrar yaşama şansı verecek şekilde karaya ya da tekneye almayı ve incitmeden suya iade etme (Yakala-Bırak) yönteminin uygulanmasını öğrenelim.
 
- Ekolojik açıdan zararlı veya potansiyel tehlikeli ya da avlandığımız bölgeye ait olmayan türleri canlı yem olarak kullanmayalım.

-
Canlı elde edilmiş bir balık türünü, başka bir ortama salarak doğal zincire müdahele etmeyelim.

- Yasal limitlerden fazla sayıda balık tutmayalım.

- Sürdürülebilir bir avcılık yapabilmemiz için balıkların yaşam alanlarının korunması gerektiği bilinciyle ve bunu sağlayabilmek için;
Tekneden veya kıyıdan doğal çevreye; poşet, gıda ambalajı atıkları, sigara izmariti, madeni yağ atıkları, eskimiş misina ya da arapsaçı gibi dolaşmış misina parçaları, ağ parçaları, boya kutuları, balık avı malzemesi boş kutuları, tükenmiş şamandıra ışıkları, ölü balıklar, bez, kağıt, içilmiş sıvıların boşları gibi çöpleri atmayalım. Atanları uyaralım, gerekirse yetkili birimlere bildirelim. Bizden önce atılmış çöpleri elimizden geldiğince bir
poşete doldurup gereken yerlere götürüp atalım. Çevreye zararlı atık boşaltan tesis, kanalizasyon, tekne gördüğümüzde ilgili birimleri haberdar edelim.

- Ticari ya da amatör balıkçılıkta yapılan yasadışı avlanmalara şahit olduğumuzda kendi aramızda şikayet ve mazeret malzemesi olarak kullanmayalım. İlgili birimlere ihbar etmekten çekinmeyelim.

- Tekne ile avlanıyorsak istilacı türlerin yayılmasını önlemek için, teknemizi sudan çıkartırken pervane ve motora ya da römorka takılmış sucul bikileri temizleyelim.

-Teknemizden yağ atığı veya yakıt sızıntılarını suya boşaltmayalım.

-Doğal su ortamında ya da yakınında güçlü deterjanlar veya sabunla ellerimiz veya kullandığımız malzemeleri yıkamayalım.

- Kanalizasyonlardan doğal ortama karışarak biriken, etkili ve ciddi zararlar veren güçlü deterjanları evimizde çamaşır ve bulaşık yıkarken kullanmayalım. (Bu, şimdiki koşullarda sadece bir temenni )


SÜRDÜRÜLEBİLİR BALIK AVCILIĞI İÇİN

Hedefimiz ve dileğimiz;
Batıda olduğu gibi CATCH & RELEASE 
(Yakala ve Geri Bırak)  ilkesinin ülkemizde de yaygınlaşmasıdır. 



Büyük balık yaşamı boyunca bir defa tutulmayı hak etmiyor.
Daha fazlasına hakkı var. 

Türlerin devamlılığı için aşağıdaki faktörleri lütfen hatırınızdan çıkartmayınız. 
Bilimsel gözlem ve araştırmalarda; 
Büyük balığın yaşamı boyunca kazandığı deneyimler genler vasıtasıyla doğrudan yavrulara geçmektedir. Dolayısıyla; Yeni yavrular da bir büyük balığın deneyimleriyle davranarak, yaşamını tehdit edecek tehlike ve çevresel faktörlere hazırlıklı olarak yaşama başlamaktadır. Ayrıca, bazı türlerde balık belli bir yaş (3-15 Yıl arası gibi) ve boyuta gelmeden önce yumurtlamamaktadır.

Yasalarda alıkonulabilecek balık boy limiti verilirken; Balığın yumurta yapabilecek olgunluğa eriştiğinde ölçülmüş boyu göz önüne alınmaktadır. Amaç, en azından balığın bir kere yumurta bırakmış olmasına olanak tanımaktır.

Tarladan ürün alabilmek için tohum ekilir, gübrelenir, sulanır, çapalanarak bakımı ve olgunluk zamanı gelince de hasatı yapılır.
 Tek bir tohum dahi atmadığımız, atamadığımız, bakımını yapmadığımız, beslemediğimiz halde hala ürün vermeye çalışan denizlerimiz ve içsularımızda stoklarımızı hesapsızca tüketmeyelim. Olgunlaşmadan erken hasat yapmayalım.

Olta balıkçılığını bir balık yakalama amacı değil, dinlenmemize, zaman geçirmemize, doğayla başbaşa olabilmeye araç olarak görmeliyiz.

Hedef balık tutmak gibi görünse de;
Doğada günlük yaşantımızda etkisi altında kaldığımız stresi atmak, yerleşim birimlerinin kirli hava ve gürültülü ortamından bir süre için dahi uzaklaşmak, doğal güzelliklerle iç içe olabilmek yeniden doğmak gibidir.

"Anılardan başka bir şey götürme, ayak izinden başka bir şey bırakma.”
Avlaklarda
ekolojik ilkeler ve kampçılık etiklerine uyarak çevreye karşı sorumluluğumuzu yerine getirirsek, doğaya olan borcunu ödemiş ve görevini yapmış olanların huzurunu da hissederiz. 

Amatör ve sportif ruhun yaygınlaşmasına katkıda bulunmalıyız. 
Küçüklerimize de örnek olunarak, bu ilkeler içerisinde yetişmelerini sağlamak başlıca görevlerimiz olmalı. 

Batılıların filmlerinde Bizlere VAHŞİ olarak tanıttığı, aslında gerçek insanlık ve doğa duyarlılığına sahip KIZILDERİLİ İLKELERİNİ benimsemeli,  Avımıza ve çevremize gereken saygıyı göstermeliyiz.

Alttaki özdeyiş bunun en açık delilidir.
"Biz doğayı atalarımızdan miras değil, torunlarımızdan ödünç aldık."

Bir gün bakacaksınız; Gökteki Kartallar, dağları örten ormanlar yok olmuş. Yabani otlar ehlileştirilmiş ve her yer insan oğlunun kokusuyla dolmuş! İşte o gün insan oğlu için yaşamın sonu ve varlığını devam ettirebilme mücadelesinin başlangıcı olacak!”  (1854,Kızılderili Şef Seattle) 


 
Görüntüye lütfen ibretle bakın!
 Bunlar Bizden değil. Amatör adı altında, ya bilinçsiz ya da duyarsız "Torbacılar" 
   

   

  


 
 
  Spor Spor