DENİZ ÜRÜNLERİMİZİN AZALIŞ SEBEPLERİ
İbrahim Bilge
Hal tarafından hissedilmese bile, balık işleriyle meşgul olanlar ve balık amatörleri Türk karasularındaki balıkların her sene bir miktar daha azaldığını üzüntüyle görmektedirler.
Vakıa balıkhanelere her gün tonlarca balık gelmektedir. Piyasayı dolduran bu çokluk her ne kadar gözleri aldatırsa da bugünkü av araç ve tekniğinin çok daha verimli olduğu gözönüne alınırsa bilançonun ne kadar aleyhte olduğu anlaşılır.
Bu azalmanın nedenleri o kadar çoktur ki hepsi biraraya gelince korkunç hakikat gözönüne serilmektedir. Aşağıda sıralayacağımız tahripkar av usullerini ağır müeyyidelerle menetmezsek çok değil, beş sene sonra balık yönünden Yunanistan ve İtalyaya benzeriz. O Yunanistan ki balıkçıları sandalının ve takımlarının müsaderesinin yanısıra hapsedilmeyi bile göze alarak üç beş balık için Türk karasularına girmektedir.
Yukarıda bahsettiğimiz azalma nedenlerini dört kısımda özetleyebiliriz:
Fenni balıkçılıktan mahrum olmamız, Tirol-Tarata çekilmesi, Bombacılık, Karadenizdeki komşu memleketlerin kendi sularında balıkçılığa önem vermeleri.
Evvelemirde Türkiye balıkçılığını, hava şartlarına bağlamış durumdadır. Kışların uzun ve sert oluşu Bizde balık kıtlığına sebep olur. Sahillerimizde balıkçı limanları bulunmaması sebebiyle balıkçılığımız kıyı balıkçılığından ileri gitmiş değildir. Mesela bu sene kış mevsiminin uzun ve sert oluşu yüzünden Karadenizden gelen üst akıntılarının çok soğuk olması nedeniyle yem balıkları henüz kanaldan çıkamamıştır. Belki de fazla kış sebebiyle Kofana'nın boğazda yatıp, kılçık kalmamasına küçük balığı yok etmesi, hatta kendi küçüklerine dahi saldırması düşündürücüdür.
Türk balık sanayii fenni balıkçılıktan da mahrumdur. Son senelerde çapları büyüyen ve miktarları artan Gırgırlardan başka kuvvetli bir av aracı ve metodumuz yoktur. Karadenizde, Akdeniz ve Ege Denizinde hatta Marmarada açık deniz balıkçılığı yapma imkanından mahrumuz.
Hele Ege denizinde sularımızın Yunan karasularyla kucak kucağa olması nedeniyle burada esasen kıyı balıkçılığı yapılabilmektedir.
Karadenizde ise Hamsi ve İstavrit'in karaya vurmasını, Palamut, Torik ve Lüferi'in kıyıya yaklaşmasını bekleriz. Kalkan avı sahalarımız Sinop, Samsun ve Trakya kıyılarımızdan ileri gitmemektedir.
Kıyı balıklarını yasak olduğu zaman gaddarca avlamamız yüzünden Kılıç etini neredeyse eczanelerden tedarik edeceğiz. Bütün balıklarımızın kıyılarımızda ve Boğazda yakalanmasını temin eden, denizlerin trafik memurları Yunusları Mavzerle avlarsak daha ne bekleriz.
En ilkel kanunların dahi Marmarada dip tirolu çekilmesini menetmesine rağmen bugün Marmarada dip tirolü çekilmektedir. (Tirolcüleri göremiyoruz, yakalayamıyoruz) gibi bir mazeret kabul edilemez. Tirol kayıkları ve takımları bellidir. Marmara dışında tirol çekeceklerini söyleyenlerin takımları son limana kadar mühürlenebilir.
Tirol çekilmesini müdafaa eden bir çok müellifimiz vardır. Bu müelliflerin iyi niyete dayanan tezleri, namuslu ve mesleğini seven balıkçılar içindir. Yoksa ağ gözlerini küçücük tutup en küçük balıkları bile toplayan tiroller ve tirolcüler hiçbir zaman hoş görülmez.
Dip tirolü çekilmesi bugün dahi yasak olmasına rağmen çok acıdır ki tirol balığı balıkhanede mükemmel muamele görür. Patlak, ezik balıkları satıştan menedip, getirenler hakkında en ufak bir muamele yapılmaz.
Marmara denizi bir akvaryum gibidir. Çok nefis yerli balıklarla doludur. Bir taraftan tirol ağları, diğer taraftan denizin dibini delik deşik eden kum kayıkları, Marmaranın incisi Barbunya ve Tekirleri mahvetmiştir.
Ruslar, Romenler ve Bulgarlar Karadenizde yüz tirolü çekip balık avlarken, Bizim tirolcüler değil karasuları dışına çıkmak hem de Marmarada dip tirolü çekmektedirler ki pek yakın bir gelecekte Marmara denizi çöle dönecektir.
Bir başka acı hakikati daha açıklamak lazımdır. Kıyı sahillerimzdeki her köyde bombacılıktan eli veya kolu kopmuş en az iki kişiye rastlamak her zaman mümkündür. Hopa'dan İskenderun'a kadar bütün kıyılarımızda bombacılık, ilgililerin gözleri önünde yapılmaktadır. İkinci Dünya Harbinde Romanya kıyılarından gelip Amasra, Sinop ve Samsun sahillerine yığılan büyük İstavritleri bombalamak suretiyle Batum kıyılarına kaçırmadık mı?
Uzağa gitmeye hacet yoktur. İstanbulda, halkın en kesif olduğu yerlerde mesela Sarayburnu ile Salacak ve Haydarpaşa mendirekleri çevresinde hergün en güzel balıklarımız gümbür gümbür bombalanmakta değilmidir? Bombacılara rüsumat, Jandarma ve zabıta hiç ilgilenmemektedir. Esasen denizde ve karada balık avı kontrolünün Jandarmaya verilmesi kadar komik birşey olamaz. Branş, ilgi ve bilgisi bakımından balık avı kontrolü Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü vazifelenmelidir.
Bugün için üzerinde durulmayan fakat gerçek olan diğer husus da Karadenizdeki komşularımızdan Rusya'dan sonra Bulgaristan ve Romanya'nın da balıkçılığa, hem de esaslı şekilde önem vermeleridir. Pek yakın zamana kadar Romenler ve Bulgarlar Kalkan yemezlerdi. Bugün durum hiç de böyle değildir. Kendi kıyılariyle açık denizlerdeki derin sulardaki Kalkanları en fenni araçlarla avlamaktadırlar. Nitekim Bizde bu sene Kalkan balığının pek bol olmayışı manidardır.
Komşu memleketlerin bu tür avlarına birşey diyemeyiz. Fakat Biz de Onlarla balıkçılığımızı inkişaf ettirme yollarına gitmeliyiz. Halbuki Bizler, Dünyanın hiçbir tarafında görülmemiş fütursuz bir davranışla balık neslini mahvetmek için ne mümkünse yapmaktayız.
Marmaranın en verimli yataklarında Tirol-Tarata çekeriz. Zıpkın ve bomba ile en nadide balıkları kırarız. Balık otu ve zehiriyle en güzel balıkları zehirler, Köpek balıklarına ziyafet çekeriz. Kum çıkartmak için balık yataklarını delik deşik ederiz.
Bütün bu acı hakikatler, deniz ürünleri ve avlanması hakkındaki ağır müeyyidelerle çıkmasını ne kadar özetliyor.
Kaynak:
Basım tarihi: 31 Temmuz 1969
BALIK VE BALIKÇILIK MECMUASI
Bunlar da ilginizi çekebilir...
• Balıklarda Yaşama, Büyüme ve Ölüm
• Trol-Gırgır-Parakete Nedir?
• Mersin Balığı Üretimi
• İstilacı Balık Türleri ve Hayat Stratejileri
• İçsularımızdaki İstilacı Türler Ve Biyolojik Çeşitliliğe Etkileri
• Türkiye Su Ürünleri Yetiştiriciliği ve Yem Sektörü
• Balık Üretiminden Kaynaklanan Kirlilik ve Çözüm Yolları
• Deniz Kültür Balıkçılığının Çevresel Riskleri
• Akdeniz için IUCN Kırmızı Liste
• Lüfer Ve Diğer Göç Balıkları Stoklarının Sürdürülebilirliği Üzerine
• Türk Balıkçıları ve Gürcistan
• Balıkçılık Savaşları
|