Kemikli Balıklar/Yumuşak Işınlılar Dış Yapısı
|
Kemikli Balıklar/Yumuşak Işınlılar İç Yapısı
|
Kemikli Balıklar/Dikenli Işınlılar Dış Yapısı
|
Kemikli Balıklar/Dikenli Işınlılar İç Yapısı
|
Kıkırdaklı Balıklar Dış Yapısı
|
Kıkırdaklı Balıklar İç Yapısı
|
|
Kemikli Balıklarda İskelet Yapısı
Balıklarda İskelet Sistemi: Fonksiyon bakımından çok önemli olan iskelet sistemi bir taraftan vücudun özel şeklini meydana getirir, diğer taraftan da yumuşak olan iç organlara desteklik eder ve istemli olarak hareket eden bütün vücut kaslarına birer bağlantı zemini teşkil eder. Ayrıca yüzeyde gelişen dış iskelet elementleri de, üzerini kapladığı yumuşak vücut kısımlarını koruyucu rol oynarlar.
Balıkların iskeleti, genellikle kemikten olmakla beraber (Teleostei), bazı tatlısu balıklarında az çok kalsiyum içeren (Mersin balıkları) bir kıkırdaktan meydana gelmiştir.
Diğer omurgalılarda olduğu gibi balıklarda da iskelet sistemi iç ve dış iskelet olmak üzere iki kısımdan ibarettir.
Kemikli Balıkların Vücut Ölçüleri
Genel bir balık şeklinde ölçümü yapılan morfometrik karakterler (mm)
Ölçülebilir özellik (Morfometrik Karakter), İki vücut özelliği arasındaki ölçülebilirliği ifade eder. Kalınlık ölçümü hariç ölçme düzgün hat üzerinde yapılır ve vücut eğikliği ya da yayı dikkate alınmaz. Ölçümün tanımlanması ya da standart bir çalışmaya gönderimde bulunması gerekir.
Standart bir balıkta ölçüm yapmak için kullanılabilecek vücut noktaları şunlardır:
- Alt kuyruk yüzgeci yayının eğilmesiyle oluşan merkez hattı uç noktası.
- Birinci sırt yüzgecindeki ilk dikenin (ışının) ön başlangıç noktası.
- Birinci sırt yüzgecinin son ışınının (dikeninin) bitiş noktası.
- Çene kemiğine ait birleşme yeri – [Mandibular symphysis].
- Çenenin arka kenarı (sınırı).
- Dışkılığın (anüs) ön sınırı (kenarı).
- En kısa (orta) kuyruk ışınının kıkırdağımsı ucu.
- Etsi sap (kuyruk) kısmın arka ucu (kenarı).
- Göğüs yüzgeci kaidesi.
- Göz çukuru arka kenarı.
- Göz çukuru ön kenarı.
- İkinci sırt yüzgecindeki ilk ışının kaidesi.
- İkinci sırt yüzgecindeki son ışının bitiş noktası (sınırı).
- Kuyruk omurgasının üst noktası.
- Karın yüzgeci kaidesi.
- Kuyruk yüzgecinin sırt ve karın tarafındaki kulakçıkların başlangıcı.
- Kuyruk yüzgecinin çataldaki zarımsı kenarı.
- Anal yüzgeci – Dışkıl yüzgeç.
- Anal (dışkılık) yüzgecin ilk ışınının başlangıç noktası.
- Anal (dışkılık) yüzgecin son ışınının bitiş noktası (sınırı).
- Normal uzatılmış en uzun alt kuyruk yüzgecinin merkezden uzak ucu.
- Normal uzatılmış en uzun üst kuyruk yüzgecinin merkezden uzak ucu.
- Omurgaya ait kuyruk kısmın en son ucu.
- Sırt yüzgeci.
- Solungaç kapağının kemiksi arka sınırı (kenarı).
- Solungaç kapağı çentiği.
- Solungaç kapağı zarımsı arka sınırı.
- Sol göğüs yüzgeci ön eklem noktası.
- Üst çene kemiğine ait birleşme yeri.
- Üst kuyruk yüzgeci yayının merkez hattına eğilmesiyle oluşan uç noktası.
- Yağ yüzgeci.
- Yanal çizginin son pulu.
Diğer ölçümler:
- Baş uzunluğu.
- Başın üst uzunluğu.
- Baştaki solungaç uzunluğu.
- Birinci sırt yüzgecin ön kaide uzunluğu.
- Boylamasına göz bebeği çapı.
- Boylamasına göz merceği çapı.
- Burun uzunluğu.
- Çatal boy.
- Çene kemiğine ait kılıf uzunluğu.
- Çene uzunluğu.
- En büyük baş uzunluğu.
- Göz çukuru arkası mesafe.
- Göz çukuru çapı.
- İkinci sırt yüzgeci mesafesi.
- Kuyruk sapına uzunluk.
- Anüs (dışkılık) öncesi mesafe.
- Anüs (dışkıl) yüzgeci kaide uzunluğu.
- Ön-göğüs mesafesi.
- Ön-karın mesafesi.
- Ön-sırt uzunluğu.
- Standard boy.
- Tam boy.
Dikey ölçümler:
- Baş derinliği.
- Çapraz arka derinlik.
- Dikey göz bebeği çapı.
- Dikey göz merceği çapı.
- En büyük derinlik.
- Gözbebeği ortasından geçen hat üzerindeki derinlik.
- Sırt-karın derinliği.
|
BALIKLARDA TÜR TAYİNİ
Balıklarda tür tayini yapılırken önce morfometrik karakterlerin ölçümü yapılır. Ardından meristik (sayılabilen) karakterlerin sayısı belirlenir.
Bu veriler göz önünde bulundurularak, tayin anahtarları ve türlerin tanımlayıcı özelliklerinin yer aldığı yayınlar kullanılarak tür tayini yapılır.
Morfometrik Karakterler:
TB : Total (Toplam) boy
ÇB : Çatal boy
SB : Standart boy
PU : Predorsal uzunluk
VY : Vücut yüksekliği
BU : Baş uzunluğu
BY : Baş yüksekliği
BG : Baş genişiği
BrU: Burun uzunluğu
GÇ : Göz çapı
İM : İnterorbiter mesafe
KSU: Kuyruk sapı uzunluğu
KSY: Kuyruk sapı yüksekliği
PVM: Pektoral yüzgeç ile ventral yüzgeç arası mesafe
ABU: Anterior bıyık uzunluğu
PBU: Posterior bıyık uzunluğu
Meristik (sayılabilen) Karakterler:
LL : Linea lateral pul sayısı
TV: Transversal pul sayısı
D : Dorsal yüzgeçlerde yumuşak ve sert ışın sayısı
A : Anal yüzgeçlerde yumuşak ve sert ışın sayısı
P : Pektoral yüzgeçlerde yumuşak ve sert ışın sayısı
V : Ventral yüzgeçlerde yumuşak ve sert ışın sayısı
SD: Solungaç yayı üzerindeki diken sayısı
OS: Omur sayısı
FD: Farinks dişlerin sayı ve sırası
|
Balıklar ve yaşam ortamlarıyla ilgili bazı tanımlar
Acı Su (acısu): Tatlısu ve deniz sularının karışım alanındaki az tuzlu (%o 5 - %o 18) su. Caspers’e göre acı su hidrografik ve biyolojik olarak deniz tarafından oluşur ve belirlenir. Karışık tuzlu sınır yaşam alanıdır, denizel ve karasal sulardan tamamıyla farklıdır.
Anadrom Balıklar : Üreme için denizden tatlısulara giren balık türleri. (yukarı göçer)
Amfidrom Balıklar: Etraf göçer.
Alt çene gözenekleri: Alt çenedeki küçük duyusal açıklıklar.
Apod balıklar: Karın (pelvik) yüzgeci olmayan balıklar. Örnek, Anguilla (yılan balığı).
Bentik: Deniz ve göl ortamında kıyı çizgisinden başlayarak göl veya denizlerin en derin bölgesine kadar olan tüm dipleri içeren bölgedir. Bu bölgelerde yaşayan canlılara bentik canlılar denir.
Bentopelajik: Dibe yakın yaşayan ve beslenen, dip yakınları kadar orta sularda ve yüzeye yakın da gezen, dipten beslendiği kadar yüzeyde de gezen canlı.(Taban-yüzücü)
Bentoz (Benthoz): Bentik bölgede yaşayan canlılara denir.
Bıyık: Bazı balıkların ağzına yakın ince esnek organ. Koku ve tat almada kullanılır.
Demersal: Dibe yakın veya dipte yaşayan canlı.
Deri: Gövdeyi tümüyle örter. Yapısı kemikli balıkların hepsinde aynıdır. Görevi gövdeyi dış etkilere karşı korumaktır. Derinin mikroskopik yapısı esas olarak iki tabakadan oluşur.
Fitofaj: Bitki yiyen, bitkiyle beslenen. Otobur, otçul.
Fitofil:
1. Üreme birliği. Yumurtalarını su altındaki canlı ya da cansız bitkisel malzemeye yapıştıran balık. Örnek; Sazan (Cyprinus carpio).
2. Üreme birliği. Yumurtalarını su altındaki yuvaya sarkan bitkisel malzemeye yapıştıran balık. Örnek; Kel Balık (Amia calva).
Göğüs yüzgeci (Pektoral yüzgeç): Solungaç açıklıklarının hemen arkasında vücudun her iki tarafında bulunan bir çift yüzgeç. Bu yüzgeçler karın yüzgecinden biraz büyüktür. Bu yüzgeçleri balık dönme ve yön değiştirmede kullanılır.
Habitat: bir organizmanın yaşadığı ve geliştiği yer. Bu yer, fiziksel bir bölge, yeryüzünün özel bir parçası, hava, toprak ya da su olabilir. Habitat, bir okyanus ya da bir çayırlık kadar büyük olabileceği gibi, çürümüş bir ağaç kütüğünün altı ya da bir böceğin bağırsağı kadar küçük de olabilir. Bununla beraber, her zaman tanımlanabilen ve fiziksel olarak sınırlı bir bölgedir. Birden fazla hayvan ya da bitki özel bir habitatta yaşayabilir.
Yüzme Kesesi (Hava Kesesi) : Bazı balıkların yüzmesine ve solunumuna yardımcı, vücut boşluğunda, içi hava ve gaz dolu organ. Hava kesesi, balıkların su içersinde dikey olarak seviyelerini ayarlamalarında ve denge sağlamalarında rol oynayan önemli bir organdır, ince bağırsağın bir ilavesi olup çok ince, zar şeklinde bir cidarı vardır.
İçinin hava ile dolu olması sebebiyle bazı omurgalıların akciğer boşluklarına benzemektedir. Çalışma tarzı denizaltılardaki prensibe çok yakın benzerlik göstermektedir. Nasıl ki bir denizaltı belli derinliklerde kalabilmesi için safrasındaki suyu boşaltır veya safrasına su doldurursa, balıklar da su içersinde sabit bir seviyede kalabilmeleri için hava keselerindeki gazı boşaltır veya keseye gaz doldururlar.
Yumurtadan henüz çıkmış yavruların hava keselerinde önce hava bulunmaz ve bu yüzden kese sönük vaziyette durur. Fakat yumurtadan çıktıktan kısa bir süre sonra, küçük yavrular su yüzeyine çıkarak ağızlarını açar ve bu keseyi hava ile doldururlar. Kesenin normal fonksiyonunu yapabilmesi için hava ile dolup boşalması şarttır. Bu yüzden hava kesesi kapalı olan balıklarda kesedeki havanın emilmesi veya tekrar keseye doldurulması yukarıda da bahsettiğimiz gibi, kesenin cidarında yer alan kılcal damarlarla sağlanmaktadır.
Hava kesesinin bazı kısımlarından meydana gelmiş olan bezler, su basınçlarına otomatik olarak uyan, özel bir basınçtan etkilenen reflekslerle tanzim edilerek bu fonksiyonu yerine getirirler. Zeminde yaşayan balıkların çoğunda hava kesesi ergin safhada mevcut değildir.
Herbivor: Otobur.
Hermafrodit: Hem erkek hem dişi organları olan çift eşeyli (cinsiyetli) canlı.
Işın: Esnek bir yüzgeç içindeki destekler.
Karın yüzgeci (Pelvik yüzgeç): Balığın karın tarafındaki bir çift yüzgeç. Bu yüzgeç çiftini balık yönelme, durma ve dönmek için kullanır.
Karnivor: Etçil, etobur, etle beslenen.
Katadrom (Aşağı göçer): Üreme için tatlısulardan denize giden balık türleri.
Kommensalizm: Zararsız bir birliktir. Beraber yaşayan canlılardan biri fayda elde ederken diğerinin faydası veya zararı yoktur. İnsanların ağız ve bağırsak bölgelerinde yaşayan bazı bakteriler bu şekildedir. Köpek balıkları ile onların karın bölgelerine tutunarak yaşayan Echeneis balıkları da buna örnektir. Bu balıklar köpek balığının parçaladığı besinleri kullanırken köpek balığına fayda veya zarar vermezler.
Larvivor: Kurtçuk (larva) ile beslenen.
Maksilla: Üst çene kemiği.
Mandibula: Alt çene kemiği.
Membran: Zar, hücre zarı.
Mutualizm: Karşılıklı fayda esasına dayalı bir yaşam birliğidir. Likenler mantarlarla, alglerin (su yosunları) oluşturduğu bir mutualist yaşam örneğidir. Mantar, su yosununa CO2 ve H2O verirken, bunun karşılığında O2 ve besin alır.
Okyanodrom: Deniz ve okyanuslarda gerçek göçmen balıklar. Örnek; Clupea (ringa), Conger (mığrı), Thunnus (orkinoz) ve Engraulis (hamsi).
Omnivor: Hem bitkisel, hem hayvansal besinle beslenen.
Örihalin (euryhaline, eurysaline):
1. Geniş tuzluluk aralığına dayanıklı.
2. Tuzluluğa ve değişmesine dayanıklı türlere verilen ad.
Örilitoral kuşak: Sahilde 40-60 m derinliğe kadar olan tabansal kuşak.
Öriterm: Geniş sıcaklık aralığında yaşayabilen canlılar.
Öritermal: Geniş sıcaklık aralığına dayanıklı.
Öritermik: Geniş sıcaklık aralığına dayanıklı ya da geniş sıcaklık aralığında yaşayan.
Pelajik (Yüzücü):
1. Tabana bağlı ya da bağımlı olmayan, tabanın üstünden yüzeye kadar olan bölgede yaşayan canlılar.
2. Yaşamının büyük bir kısmını su kolonunda yüzerek geçiren, tabanda durmayan balık.
3. Tabanı örten ve tabanın üstünde yer alan kıyıdan uzak denizsel, okyanussal sular. > Üst yüzücü (epipelajik), > Derin yüzücü (batipelajik), > Tüm yüzücü (holopelajik), > Orta yüzücü (mezopelajik).
Peripheral (Sınırsal): Tatlı suda yaşayan fakat tuzlu suya dayanıklı balıklar. Örnek; Mersin balıkları.
Periton: Karın zarı
Planktivor: Planktonobur, plankton yiyen.
Plankton: Suda bulunan, hareket yeteneği akıntıya bağımlı olan bitkisel ve hayvansal canlılara verilen genel isimdir. Genellikle mikroskobik boyutta ve tek hücreli oldukları varsayılsa da, denizanaları veya kopmuş yosunlar da okyanusbilimciler tarafından plankton olarak tanımlanır. Bitkisel planktonlara fitoplankton, hayvansal olanlarına ise zooplankton adı verilir. Göllerde, denizlerde ve akarsularda, hatta belirli şartlar altında buzullarda bulunabilirler.
Populasyon: Belli bir bölgede belli bir zaman içinde yaşayan ve karşılıklı ilişkiler içinde bulunan aynı türe ait bireylerin oluşturduğu topluluklara denir. Populasyon biyolojik bir birikimdir. Aynı atadan gelen Aynı özellikleri olan doğal ortamda çiftleşebilen verimli yavruları olan bireylerin oluşmasıyla tür meydana gelir. Aynı tür canlılar bir araya gelerek de populasyonu oluştururlar örneğin Gölbaşındaki kızılçamlar ,Doğu Karadenizdeki hamsiler, Karadenizdeki insanlar. Bir türe ait bireyler farklı bölgelerde farklı populasyonlar.
Protogyre: Tez-erlik, Önce dişi olup sonra erkeğe dönüşenler. Örnek; Pagellus erythrinus (Kırma mercan).
Potamodrom: Nehirde akıntıya karşı göç eden balıklar. (100 km ye kadar yukarılara göç edenler gözlenmiştir.)
Pul: Balığın dış yüzeyini kaplayan ve oluşturan küçük plakalar.
Saprofit (Çürükçül) Yaşam: Bu gruptaki canlılarda sindirim sistemi tam gelişmemiştir. Bu yüzden besinlerini bulundukları ortamlardan “yarı sindirilmiş sıvılar” olarak alırlar. Bazıları salgıladıkları enzimlerle hem kendi besinlerini kısmen sindirmiş olurlar, hem de organik artıkları parçalayarak ölmüş bitki ve hayvan artıklarını ortadan kaldırırlar. Bu sayede tabiattaki madde devrine önemli katkıda bulunmuş olurlar.
Segment: Bölüm, parça
Sırt Yüzgeci (Dorsal yüzgeç): Bazı balıklarda 2 adet olan, sırtta bulunan yüzgeç. Sırt yüzgeci balığın dik durmasını sağlar. Bir nevi omurga görevi yapar.
Sinüs: Organların ya da dokuların arasındaki boşluk yada herhangi bir boşluk.
Solungaç: Solunumda kullanılan ipliksi yapı.
Standart boy: Baştan kuyruk ucuna kadar olan(kuyruk hariç) boy.
Toplam boy: Baştan kuyruk ucuna kadar olan boy.
Yağ yüzgeci (adipose-adipoz): Balığın sırt yüzgeci ile kuyruğu arasında yer alan ışınsız yüzgeç. Daha çok et parçasına benzer. Bilim adamları ne işe yaradığı konusunda kesin bir kanıya varmış değildir. Suyun akıntı hızını ve suyun hidrodinamiğini algılamaya yaradığının üstünde durulmaktadır.
Yanal çizgi: Balığın iki yanında da bulunan, açılabilir organları içeren tüplerden oluşmuş, gözenekli ve düşük titreşime duyarlı çizgi.
Yanal çizgi kanal sistemi: Basınç ve sese duyarlı tübüler sistem. Çoğu balıkta bulunur. Kafa ve yanal hat üzerinde gözenekli deliklerden oluşan sistem
.
|