BALIK STOKLARINDAKİ ARTIŞ VE AZALIŞLAR
Yaşayan canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için, bulundukları ortamda yaşamları için öncelikle yeterli besinin bulunması gereklidir. Denizlerde ana gıda kaynağı flıtoplanktondur. Yalnız klorofil ihtiva eden bitkiler, güneş enerjisi vasıtasıyla, su, CO3 besleyici tuzlar gibi, inorganik maddelerden organik maddeler yapabilir. Bu organik maddeler, hayvanlar tarafından besin olarak, vücutları için kullanılır. Bu nedenlidir ki gerek karada gerekse denizde tüm hayvansal hayat, bitkilerin varlığına bağlıdır.
Göl ve deniz suyunda ilkel bitkilerden olan, yeşil yosunlar (Chlorophyceae), mavi yosunlar (Cyanophyceae) diatomeler (Diatomea), dinoflagellatlar (Dinoflagellatea) gruplar dahil milyarlarca, çok küçük ve sertbestçe yüzer halde bulunan bitki hücreleri (fitoplankton) vardır. Bunlara fitoplankton denir. Fitoplankton aktif hayat için güneş ışığına muhtaç olduğundan fotosentez olayı için, yeter derecede ışık içeren üst su tabakalarında bulunur. Bu tam ışıklı bölge, denizler için yaklaşık yüzeyden 50 – 80 metre ve daha derin olabilir. Göller için bu bölge daha az olup göl ve deniz her iki ortam için bu bölgenin derinliği, suyun berraklık ve bulanıklık derecesine tabidir.
Fitoplankton canlı veya ölü olarak su içinde bulunur ve zooplankton denen küçük hayvanlar tarafından yenir. Gerek zooplanktonun gerekse fitoplanktonun hayat süresi kısadır. Bunlar öldükten sonra, posaları ile birlikte yavaş yavşa zemine çöker. Çürümeye terk edilmiş bulunan bu organik maddelere, kırıntı (detritus) denir.
Birçok planktonik ve bentik hayvan bu detrituslarla beslenir. Çürümeye terk edilmiş olan bu organik maddelerin büyük kısmı, bakteriler tarafmdan ayrıştırılır (dekompoze edilir).Bu ayrışma esnasında oksijen sarf edildiğinden organik maddelerin çökeldikleri derinliklerde oksijen azlığı meydana gelebilir. Organik maddelerin ayrışmasında, bakteriler tarafından oksijen kullanılır ve mineralizasyon ile besleyici tuzlar serbest kalır. ÖIü organik maddenin bu mineralizasyonu sonucu serbest kalan besleyici tuzlar, dünyadaki bütün hayatın devamı bakımından hem karada hem denizde çok önemlidir.
Tam ışıklı bölgede fotosentez olayı ile besleyici tuzlar azalır veya tükenir. Diğer yönden yüzeyden birkaç yüz metre derinliklerde organik maddelerin aynşması sonucu besleyici tuzlar serbest kalır ve zeminde birikir. İçinde besleyici tuzlar ihtiva eden derin su tabakaları kısmen de olsa tekrar yüzeye bazı fiziki olaylarla taşınır (akıntı, upwelling gibi). Eğer, bu tür kuvvetler olmasa idi ışıklı bölge içindeki organik madde hâsılatı gitgide azalacaktı. Sularda besin zincirinin ikinci halkasını oluşturan zooplankton, fltoplankton ile beslenir. Küçük balıkların, genellikle sardalya, hamsi, ringa gibi, besinini fito ve zooplankton teşkil eder. Bu canlılar, otçul (herbivor) diye isimlendirilir.
Besin zincirinin üçüncü halkasını oluşturanlar, etçil (karnivor) olarak isimlendirilir. Palamut-torik. yunus, mürekkep balığı vb. gibi. Karnivor (etçil) canlıları aşağıda verildiği şekilde sıralayabiliriz:
İlk safhalarda hayvanlarla beslenen bazı zooplankton türleri (Chaetoghnath'lar, balıklar ve memeliler).
İkinci dereceli karnivorlar: Hayvanlarla beslenen balıklar, memeliler (göçmen balıklar, palamut-torik, lüfer, uskumru, yunus gibi).
Üçüncü dereceli karnivorlar: Hayvanlarla beslenen balıklar, memeliler. Bu grup balıklara örnek olarak (orkinoz, köpek balığı gibi, dişli balıklar bu gruba dâhil edilir.)
Bu besin zincirinin sınıflandırılmasında, en sondakinin avını onun bir önündeki canlı teşkil etmektedir.
Bir balık stokunda görülen artış ve azalışların nedeni, çoğunlukla ortamın besin miktarındaki değişmelerle ilgilidir. Balık stoklarında görülen dalgalanmalar için, kural olarak iki neden vardır. Birinci neden doğal, ikinci neden ise insanlar tarafından yani aşırı avcılıkla olan azalmadır. Balık stoklarında dalgalanmalara neden olan doğal etkenlerin başında ortamdaki besin miktarı, suyun fiziksel ve kimyasal özellikleri sayılabilir.
Kaynak: MEGEP
|